29 Kasım 2011 Salı

şeker hakkında yanlış bilinenler

Diyabete ilişkin yanlış bilinenler

Şeker Hastalığı Geçicidir
Hayır değildir. Aslında ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. İyi bir tedavi ile şeker hastalığının olumsuz etkilerinden korunabiliriz. Ancak hastalığı, tıbbın şu anki bilgileriyle tamamen yok edemiyoruz.

Başkasının İlacı Bana da İyi Gelir
Şeker hastalığı nedenleri ve hastalık oluş biçimi, her insanda değişik olabilir. Kiminde şişmanlık ön planda iken, kiminde insülin yetersizliği ve zayıflık ön planda olabilir. İlaçların kişiye özgü kullanımı vardır. Asla bir başkasının ilacını kullanmayınız.

İnsuline Başlarsam Bağımlılık Yapar
İnsulin bağımlılık yapan bir ilaç değildir. Aslına bakılırsa ilaç da değildir. Bir hormondur. Ve çoğunlukla onu üretemediğimiz için diyabetli oluruz. Bu nedenle kullanılması bağımlılık yapmaz. Aslında toplumda insuline başlandığında bırakılamaz gibi bir düşünce var. Bu düşünce yanlıştır. Bazen, infeksiyonlarda, gebeliklerde veya operasyonlarda ihtiyaç olmasa bile o an için insulin kullandığımız hastalar oluyor. Bu durumlar ortadan kalkınca yeniden haplara dönebiliyoruz. Ama eğer artık haplar yetmiyecek hale geldi ise zaten orda insulin kullanım zorunluğu vardır. Ve o dakikadan sonra yeniden geri hapa dönülmesi pek mümkün olmaz.

Az Miktarda Şeker Yersem Birşey Olmaz
Hayır. Şeker hastası asla şekerli bir yiyecek almamalıdır. Tatlandırıcıdan yapılmış ürünler kullanabilir. Ama şekerli gıdalar kullanılması uygun değildir.

Kekik Suyu İyi Gelir

Çevremizde kekik suyunun diyabete iyi geldiği gibi bir söylenti vardır. Bir çok kişide bu soruyu sormaktadır ve zaman zaman kullanmaktadır. Oysa bu güne kadar böyle bir etkisi tıbben ispatlanmamıştır. Bu bilgi yanlıştır.

Açta Olsam Yürüyebilirim

Aslında aç yürümek bir diyabetli için çok uygun olmayabilir. Çünkü özellikle insulin kullanan bir hastada aç hareket edildiğinde kolayca hipoglisemi gelişebilmektedir. Bunun yanısıra hasta fark etmese bile hipoglisemiler olabilir. Bu nedenle hastaların öğünlerden 30- 45 dakika sonra yürümeleri daha doğru olabilir. Unutulmaması gereken, yaşa ve fiziksel duruma göre sportif aktivitenin belirlenmesidir. Mesela yaşlı birinin çok ağır bir spor yerine daha hafif yürüme tarzında egzersizleri uygun olabilir. Genç biri için ise takım sporları ya da koşu gibi daha ağır sporlar yapılabilir.

Şekerim Çok Yükselirse Düşürmek İçin Yürümeliyim
Şeker hastaları, özellikle şekerleri 250 mg/dl?nin üstünde ve 70mg/dl?nin altındaysa spordan kaçınmalıdır. Şekerin normale gelmesini sağlayıp daha sonra spor yapmalıdır. Özellikle yüksek şekerde sporun hemen ardından şekerin daha da yükseldiğini gözlemliyoruz. Hipoglisemik şeker düzeyine sahip biri ise daha fazla hipoglisemiye maruz kalabilir.

Meyve Suyu İçmek Zararsızdır

Biz, genelde şeker hastalarına meyve yemelerini öneririz. Ancak meyve yerken de hem miktarına dikkat etmelerini hem de posalı ve şeker içeriği az olan meyveleri yemelerini öneririz. Oysa bir bardak meyve suyunu elde etmek için 2- 3 adet meyve sıkmak gerekir. Bizim verdiğimiz meyve miktarı porsiyonda bir tanedir. Yani hasta normalden fazla meyve yemiş olur. Bir başka sakıncası ise sıvı gıdaların çok hızla emiliyor olmasıdır. Bu emilim hızı kan şekerinin hızla yükselmesine neden olur.

Kanımızdaki Şeker Miktarını Sadece Aç İken Ölçtürmek Yeterlidir
Yanlış. Eskiden beri genel bir alışkanlık olan aç karnına şeker miktarına bakmak aslında yeterli olmadığı anlaşılmış bir ölçüm şeklidir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki tokluk değerlerinin olumsuz etkisi çok daha fazladır. Bu sebeple mutlaka öğünlerden iki saat sonraki tokluk şekerine bakmak yararlıdır. Hem açlık hem de tokluk şekerine bakmak en ideal ölçüm şekli olacaktır. Biz hastalarımızdan gün boyu profil alır, günlük seyrini takip etmeye çalışırız.

Hiçbir Şikayetim Yok, Şeker Hastası da Olsam Kendimi İyi Hissediyorum. Kontrole Yılda Bir Kez Gitsem Yeter
Bu çok yanlış bir düşünce. Çünkü diyabet hastalığı çok fazla bulgu veren bir hastalık değildir. Hasta çoğu zaman bir sorun yaşamayabilir ve bu durum yıllar sürebilir. Bunu çok yüksek şeker seviyeleri ile yaşayan insanlarda görebiliriz. Oysa durum hiçte dışarıdan göründüğü gibi değildir. Diyabet hastalığında problemler yan komplikasyonlar başladığında maalesef çoğu zaman geri dönülmez aşamaya geliyor. Bu sebeple kontrolleri mutlaka belli disiplin içerisinde yapmak çok önemlidir. Hastalarda, her üç ayda bir HbAıc kontrolü, altı ayda bir kan genel tetkiklerinin yapılması, yılda bir göz dibi muayenesi ve yılda bir, bir kardiyolog tarafından kontrol çok önemlidir. Özellikle HbAıc?nin önemi üzerinde durmak gerekir. Hbaıc ölçümü, kan şekerinin en önemli ölçüm şeklidir. Geriye dönük son üç aylık açlık tokluk tüm kan şekeri değerlerinin ortalamasını verir. Ve kan şekeri kontrolü yönünden ne durumda olduğunuzu gösteren asıl ölçümdür. Normal değerleri, labaratuarlara göre hafif değişiklik göstermesine karşın, genelde 4-6 arasındadır. Sürekli 7?den düşük değerlere sahip olanlar daha az problemlerle karşılaşacaklardır. Bu yüzden bu değeri sürekli 7?nin altında tutmaya çalışmak en öncelik verilmesi gereken konudur. Bu da iyi bir şeker tedavisiyle mümkün olur.

Şeker Hastasıyım, Artık Hayatımda Hiçbir Şey Düzenli Gitmeyecek
Hastalar çoğu zaman bir karamsarlığa kapılırlar. Aslında bu genelde ilk geldikleri dönemde olur. Özellikle Tip 1 diyabetliler ve aileleri bu konudan çok etkilenirler. Bu durum genellikle diyabet konusunda eksik bilgiden kaynaklanır. Akıldan çıkarılmaması gereken konu, iyi bir kan şekeri profili sağlandığı ve diyabetli yaşam tarzını, yaşamında iyi uyguladığı takdirde kimseden çok farklı bir yaşamlarının olmayacağıdır. Normal iş hayatını sürdürebilirler, evlenip sağlıklı çocuklar dünyaya getirebilirler. Şeker hastası olmak dünyanın sonu değildir. Yeni ve daha sağlıklı olmayı gerektiren yeni bir yaşam tarzının başlaması demektir. Herkesin yaşamında farklılıklar olabilir. Farklılıklarımızı bilerek ve bilinçli bir şekilde bundan utanmadan yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir.
Dışarıda İnsulin Yapmıyorum, Çok Utanıyorum
Diyabet kamplarında özellikle bluğ çağındaki çocuklarla konuşurken bu duruma çok rastlıyoruz. Aslında diyabet kamplarının yapılmasının nedenlerinden birisi de, yalnız olmadıklarını, kendileri gibi birçok insanın var olduğunu bilmelerini ve görmelerini sağlamak ve hep birlikte herkesin içinde insulin yapabilmenin çokda utanılacak birşey olmadığını göstermektir. Herkesin yaşamında farklılıklar olabilir. Farklılıklarımızı bilerek ve bundan utanmadan yaşamayı öğrenmemiz gerekir.

İnsulini Buzdolabında mı Tutmalıyım ?
Kullanılmayan insulin kartuşları buzdolabının kapağında tutulmalıdır. Kullandığımız insulini kalemleri ile birlikte direkt güneş ışığında ya da sıcak bir ortamda tutmuyorsak bozulacak diye korkmamalıyız. Çünkü insulin kalemleri, insulini korumak üzere özel olarak dizayn edilmişlerdir.

Diyabet Hastalığı için Ağızdan Aldığım Hapları Devamlı Değiştirmeden Kullanacak mıyım?
Bir diyabet hastası, bir diyabet uzmanına gider, muayene olur ve tedavi için bir oral antidiyabetik hap kullanmaya başlar. Bu ilaç iyi gelir ve şeker düzeyleri düşmeye başlar. Bir kısım hasta bu durumda takibini geciktirir ya da önemsemez. Ve aynı ilaca yıllarca devam eder. Oysa bu yanlıştır. Çeşitli fiziksel durumlara ve hastalığın şiddetine ya da geçirilen bir ameliyata ya da hamilelik durumuna göre kullanılan ilaçların cinsi ve/veya miktarları değiştirilebilir. Bu sebeple doktorunuzla bağlantınızı asla koparmayın ve ilaç alırken doktorunuza danışın.

Her Kan şekeri Düşüşünde Tatlı Yiyorum Doğru mudur ?
Şeker düşmesi diyabetlilerin en önemli sorunlarındandır. Aslında birçok sebebi vardır;
*Diyette yiyecekler az alınmış olabilir,
*Çok egzersiz yapılmış olabilir,
*Yemek saati geçirilmiş olabilir,
*İnsulin alınıyorsa dozu fazla gelmiş olabilir ya da yanlışlıkla fazla doz yapılmış olabilir.
Örnekler böylece çoğaltılabilir. Ancak şeker düşmelerinin en büyük nedeni öğün atlamaktır. Bu nedenle günde altı öğünü asla aksatmamak hipoglisemiden korunmadaki en önemli yöntemdir. Şeker düştüğünde genellikle ilk yapılan şey, şekerli ne varsa ağıza atmaktır. Oysa, eğer çok şiddetli bir hipoglisemi değilse, ve kan şekerimizi ölçebiliyorsak ölçüp, şekerimizi, bunun yerine kompleks gıdalarla yükseltmeye çalışmak doğru olabilir. Örneğin ekmek peynir vererek daha kontrollü bir şeker yükselmesi sağlanabilir. Bunun dışında, bazen hipoglisemiler tekrarlayıcı olabilir. Özellikle bu durumlar göz önüne alınarak şeker yesek bile arkasından bir ekmek peyniri de eklemek daha uygun olacaktır.

Canım Hiçbirşey Yemek İstemiyor
Bir önceki başlıkta bahsettiğimiz hipogliseminin nedenlerinden birisi de yemek yememektir. Aslında, özellikle ilaçlar ve diyetin bir denge içinde olması bu düzeni korumaya çok bağlıdır. Bu nedenle istek olup olmamasındansa o saatte yemek yemenin dengeyi sağlamak için olduğunu unutmamak gerekir.

Çok Stresliyim, Şekerim O Yüzden Yükseliyor
Genelde hastalar stresli olduklarını ve bu nedenle kan şekerlerinin yükseldiğinden şikayetçidir. Bu bir bakıma doğrudur. Örneğin şekeri 100 olan birinin 160 ve 170 olması belki stresle açıklanabilir. Ama 300- 400 şeker düzeyi ile gezen birinin durumunu stres ile açıklamak zordur. Aslında bu hasta açısından kolaycılığa kaçmaktan öte birşey değildir. Stresin şekeri bu kadar da yükseltmeyeceğini bilmek çok önemlidir. Çünkü hasta böylece önlem almaya çalışır. Stres belki diyet düzenini bozmasına, yaşamında düzensizliğe, mesela ilaçlarını aksatmasına neden olup şekerini yükseltebilir. Bu anlamda da şeker yüksekliğine katkısı olabilir. Örneğin HbAıc?si 9 ise bunu stresle açıklamak zordur. Hastanın stresten öte başka nedenleri araştırması ve bunlara ait önlemleri alması gerekir.

Diyabetliyim, Artık Çocuğum Olmayacak

Çok yanlış bir düşüncedir. Eğer iyi bir glukoz regülasyonu sağlandıysa, kişinin sağlıklı çocuk dünyaya getirmesi pekala mümkündür. Diyabetli kadın hamile kalabilir veya hamilelik sırasında diyabet gelişebilir. Eğer diyabetli ise ve hamile kalmak istiyorsa mutlaka iyi bir şeker düzeni sağlanmalı ve ona göre hamile kalmalıdır. Hamilelikte diyabet geliştiyse bu durumda şekerleri takip edilmeli, gerekiyorsa insulin başlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, gebelerde şeker hapları kullanılmamaktadır.

Diyabetik Ürünleri İstediğim Kadar Tüketebilirim
Günümüzde diyabetliler bundan on yıl öncesine göre çok daha şanslılar. Çünkü birçok diyabetik ürün bulunmaktadır. Bunlar hastaların bazı tatları birazcık tadabilmelerini sağlamaktadır. Örneğin diyabetik reçeller, dondurmalar, baklavalar gibi. Ama bu ürünleri de kullanırken çok fazla almamak gerekir. Dikkatle yemeliyiz. Çok fazla yendiğinde bazı ürünler karında gaz ve ağrı şikayetlerine yol açıyorlar.

Alkol Şekeri Düşürüyormuş Doğru mu ?
Öncelikle alkolün kendiside yüksek kaloriye sahiptir. Bunun dışında alkol kan şekerini belki başta tedrici olarak düşürse de sonradan glukoz regülasyonunu bozmaktadır.

Limon Yiyince Şeker Düşermiş Doğru mu ?
Bu konuda hiç bir yapılmış çalışma yok. Genelde yanlış bir düşüncedir.

Kolesterolü kendimde düşürebilirim
Kan kolesterol düzeyi, genellikle yeme biçimimizle ilgili olsa da, genetik faktörlerin %80 oranında rol oynadığı gösterilmiştir. Kişinin kan kolesterol seviyesini düşürmek için diyet yapmaya başlaması çoğu zaman yeterli olmamaktadır. Sadece diyet değil, yaşam tarzı değişikliği ve ilaçta çok önemlidir.

İnsulin Kullananlar Şişmanlarmış

İnsulin en uygun fizyolojik şeker tedavi biçimidir. Eğer hasta diyetine dikkat etmiyorsa ya da insulini biraz daha fazla yapayım, şundan biraz daha fazla yiyeyim gibi düşüncelerle insulini kötüye kulanıyorlarsa, hasta bu gibi durumlarda kilo alabilir. Eğer hasta verilen diyete, egzersize dikkat ediyor ise kilo almaması gerekir.

İnsulin Pompası Kullanmak En Uygun Tedaviymiş
Özellikle şeker düzeyi bir türlü ayarlanamayan brittle diyabet denen bir hasta grubunda veya hamilelik gibi dönemlerde daha iyi şeker regülasyonu sağlayabilmek için insulin pompası uygulanmaktadır. Ancak çok iyi bir insulin tedavisinin etkisi, insulin pompasının etkisine sahiptir. Ayrıca pompa ile insulin tedavisi pahalı olduğu için, ülkemizde herkesin kolay ulaşabileceği bir tedavi şekli değildir. Bu nedenle günümüz gerçeklerini göz önüne alarak iyi bir şeker regülasyonunu sağlamak için, insulinin iyi bir şekilde ayarlanması sağlanmalı. Zorunlu hallerde de pompa ile tedavi düşünülmelidir.

Sigaranın Kan Şekeri Düzeyi Üzerinde Etkisi Yokmuş
Şeker düzeyi ile sigaranın direkt bir bağlantısı şeker düzeyini yükseltmek yönünde bulunmamıştır. Ancak unutulmaması gereken diyabetin çok önemli bir damar hastalığı olduğudur. Özellikle şeker hastalığının damarlar üzerindeki toksik etkisi nedeniyle, gözde kanamalar, kalpte koroner arter bozuklukları ve böbrek fonksiyonlarında bozulmalara neden olur. Sigaranında damarlarda önemli bir hasara neden olan bir faktör olduğu göz önüne alınırsa , şeker hastasının sigaraya devamının doğuracağı sonuçlar öngörülebilir.

Hiç yorum yok: